Bir el pişti ya da king oynamak, fal açmak, acayip bir illüzyon numarası göstermek veya kağıttan evler inşa etmek... Bunların en az biri için eline iskambil kartlarını almamış olanımız yoktur. Peki bu resimli kağıt destelerinin nerede ne zaman ortaya çıktığını, tarihini, farklı coğrafya ve kültürlerde nasıl evrilip ne şekiller aldığını hiç merak ettiniz mi? Bu konuya adanmış harika bir online kaynağı takdimimizdir: The World of Playing Cards.
Kendisini oyun kartları tarihi ve tasarımlarını konu alan yaşayan bir ansiklopedi olarak tanımlayan projenin ortaya çıkış tarihi 1996. Amacı, oyun kartlarının kültürel ve tarihsel değerine dair farkındalığı artırmak. Sitede 4000’den fazla makale ve 15. Yüzyıldan günümüze 109 farklı ülkeden binlerce kart koleksiyonu yer alıyor. Koleksiyonda ülkelere, yıllara ve anahtar kelimelere göre arama yapmak mümkün.
Oyun kartlarının ortaya çıkış ve yayılış hikayesini merak edenler için sitedeki şu makale nefis bir giriş sunuyor: Early History of Playing Cards and Timeline.
Kart destelerini karıştırırken rast geldiğimiz bazı güzellikleri de şöylece bırakalım, tadımlık niyetine. (Büyütmek için tıkla)
Bu renkli dünyayı keşfetmek için gerisi artık senin elinde.
Karıştır, dağıt, oyna!
Müzeye gitmece oynayayanlar elime mum diksin! Hazırsanız ABD’nin Rochester şehrine uzanıyoruz. The Strong oyun müzesine...
1968’de M.W.Strong’un kişisel koleksiyonu ile yola çıkan The Strong, zaman içinde serpilip ‘modernleşmiş’ ve “oyunun tarihine ve keşfine yönelik” devasa bir müzeye dönüşmüş. Dünyanın en kapsamlı oyuncak ve oyun malzemeleri koleksiyonlarının yanı sıra oyun(cak)larla ilgili sergilere ve bir oyun araştırma merkezine de ev sahipliği yapıyor.
Oyun dediğin müzeye sığmaz elbet. Ama hakkını teslim edelim, her oyunbazın iştahını kabartacak bir müze ile karşı karşıyayız.
Kalkıp amerikalara mı gideceğiz yani? Şart değil. Şu linki takip ederek müzeyi sanal olarak gezebiliyorsun. Ayrıca 1850’lerden günümüze on binlerce oyuncak, kutu ve kart oyunu, bilgisayar oyunu, oyunlu resim ve sair içeren koleksiyonlar şuradan incelenebiliyor. Hakeza ilginç çevrimiçi sergiler de var, hepsi şurada.
Müze çıkışında mumlarımızı yakıp bir dilek tutuyoruz; içinde illaki dört duvara sığmayan oyunlarda bir araya gelmek olan. Püff!!
Gazete Kadıköy'den Evin Arslan ile Ludozofi, oyunlar ve oyun buluşmalarımız üzerine konuştuk. Söyleşinin tamamını şu linkten veya gazetenin aşağıdaki ilgili sayfasından okuyabilirsiniz.
Sevgili Ludozofi ahalisi,
Yaklaşık üç senedir Facebook sayfamızdan, daha uzun zamandır Ludozofi.com'dan oyunlar ve oyunlu parçalar paylaşıyoruz. Ne mutlu ki bu sürede belli bir oyunbaz kitlesi ol(uştur)duk.
Şimdi bir hayalimiz daha var: oyunlar etrafındaki sanal toplaşmamızı bir adım öteye taşıyarak oyun buluşmalarında bizzat yan yana gelmek. Bunun için buluşmalara önayak olacak yerel oyun elçileri arıyoruz.
Buluşmalar ve oyun elçiliği makamı ile ilgili aklınıza gelen soruların cevaplarını şurada bulmanız kuvvetle muhtemel.
İlgilenenleri beş dakika ayırıp başvuru formunu doldururmaya çağırıyoruz.
Çünkü oyun müşterek bir müessesedir.
Ve çünkü oyun eylem gerektirir.
Haydi!
ABD’deki California Üniversitesi’nde Mimarlık bölümü profesörleri, ABD – Meksika sınırının iki tarafındaki çocukların bir arada oyun oynayabilmeleri için sınır duvarına tahterevalli inşa etti. Tahterevallinin tasarımcılarından biri, hayata geçirdikleri proje için “Yaşadığımız en inanılmaz deneyimlerden biri” ifadelerini kullandı.
ABD’deki California Üniversitesi’nde Mimarlık bölümü profesörleri Ronald Rael ve Virginia San Fratello, 2009 yılından beri yaptıkları tasarımları hayata geçirdi ve Meksika sınırında tahterevalli inşa etti.
Yapılan tahterevalli sayesinde, sınırın iki yanında bulunan çocuklar ayrı ülkelerde bulunsalar da karşılıklı oyun oynayabiliyorlar. Haberin tamamını oku
Beckett'ten mülhem bir bilgisayar oyununun Kafkaesk hikayesi.
Brian Ashcraft'ın aktardığı habere göre Mike Rosenthal Godot'yu Beklerken'den esinlenerek yukarıdaki videoda gördüğümüz oyunu tasarlamış. Rosenthal oyun hakkında şöyle diyor: "Bir oyundan tüm eğlenceyi çıkarmak eğlenceli. Hiçbir şeyin olmadığı bir tiyatro oyununa dayalı bir oyun yapmak eğlenceli. Üstelik insanlar bu oyunu oynadılar!" Hatta rivayet o ki bir oyuncu 99'uncu level'a kadar gelmiş.
Bu nadide oyunun varlığından haberdar olur olmaz hemen oyunu oynayabileceğimiz bir platform bulmaya çalıştık fakat nafile. Zira Beckett vakfının cevval avukatları telif haklarını devreye sokarak bizi oyunu oynamaktan çoktan mahrum bırakmışlar. VectorBelly sayfasında oyun var gibi görünse de şu an oynanamıyor. Ama inanıyoruz, bir gün mutlaka oynayacağız. Bekliyoruz.
Haberin orijinalini okumak isterseniz şuradan buyurun.
The Playground Project, oyun parklarının tarihine dair halen devam eden bir araştırma projesi ve dijital arşiv çalışması. Yirminci yüzyıl boyunca oyun parklarının farklı coğrafyalarda farklı yaklaşımlarla nasıl tasarlandıklarını belgeleyen yazılı ve görsel dokümanlar, bizi kentsel yaşam bağlamında oyun ve mekan ilişkisini bir kez daha düşünmeye davet ediyor. Web sitesinde bir araya getirilen malzemelere sayfanın sol tarafında listelenen linklere tıklayarak ulaşmak mümkün.
Dahasını merak edenler için projenin Facebook sayfası.
Kaos GL Mart-Nisan 2017 sayısının dosya konusu "Oyun vs. Spor" olarak belirlenmiş. Çağrı metni:
"Oyun, ayin ile beraber toplumsal varoluşun en yoğunlaşmış alanını oluşturmaktadır. Huizinga’ya göre kültürden de önce var olan, hayatın vazgeçilmez bir parçası olan oyun benliklere, ilişkilere ve aidiyetlere daima nüfuz eder. Oyunun bütün özelliklerini taşıyan spor, endüstriyelleşme ve profesyonelleşmeyle elbette bu ilk anlamının ötesine de geçmiştir. Ancak hem genel olarak oyunun hem de bireysel ya da takım sporlarının eril veya dişil eyleme biçimlerini içkin olarak dayattığını söyleyemeyiz. Tam da bu nedenle endüstriyel, eril ve homofobik spor yapısının karşısına spor dünyası içinde birebir dişil eyleme tarzlarını ve heteroseksizm karşıtı tutumları örgütleyebilmek adına bu alandaki çalışmalara odaklanmak istedik bu sayıda. Katkılarınızı 5 Şubat’a kadar editor@kaosgl.org adresine bekliyoruz."
Adana’da bir muhtar kahvede okey oynarken ‘gösterge’ yapmasına karşı çıkan arkadaşını vurarak öldürdü.
İHA’nın haberine göre Ceyhan ilçesindeki Altıkara Mahallesi’nin muhtarı Mehmet Demir, çektiği gösterge taşını gösterdi. Masadaki Talat Çelikel, gösterge taşının gösterilmesine izin vermeyince Demir oyunu bırakmak istedi. İddiaya göre duruma sinirlenen Çelikel muhtara küfretti ve kafa attı. Bunun üzerine yere düşen muhtar, tabancasını çekerek Çelikel’e ateş etti.
Ağır yaralanan Çelikel, kaldırıldığı Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’ne kaldırıldı ancak kurtarılamadı. Gözaltına alınan muhtar tutuklanırken, Çelikel Ceyhan’da toprağa verildi.
Oyun başında okeyin belirlenmesi için açılan taşla aynı renkte taşın bir oyuncuya gelmesine ‘gösterge’ adı veriliyor. Bu taşa sahip oyuncu, taşı gösterdiği takdirde diğer oyunculardan puan düşülüyor.
Gençlik ve Spor Bakanlığı, üst akıl oyunlarına bir çomak daha sokarak bilgisayar oyunlardaki "çirkin bilinçaltı çalışmaları"(!) gözler önüne serdi.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Gençlik ve Spor Bakanları 3. Konferansı kapsamında "Oyunlarda İslamofobi" kitapçığı hazırladı. Kitapçıkta, 1980-1990'lı yılların popüler oyunu Pacman 'Müslüman çarşaflı kadınları toplayarak ilerleme oyunu' olarak tanımlandı.
1971’de Kanada’nın Waterloo Üniversitesi, dünyanın farklı coğrafyalarından oyunlar ve oyun malzemelerinin araştırılması, korunması ve sergilenmesi amacıyla bir halk müzesi kurmuş. 5000’den fazla parça ve oyunlarla ilgili pek çok arşiv dokümanı içeren koleksiyon, müzenin 2009’da kapanması üzerine Ottawa’daki Kanada Medeniyet Müzesi’ne geçmiş. Aşağıda bağlantısını paylaştığımız site bu koleksiyondan çok sayıda görsel ve yazılı malzemenin bir araya getirildiği bir sanal müze.
Telif hakları konusundaki saplantısı yer yer can sıksa da, özellikle tarihsel ve antropolojik yaklaşımı itibarıyla eşsiz bir kaynak. Aaah ah, şu sanal müzenin altını üstüne, gözümüze kestirdiğimiz kısımlarını Türkçe’ye getirmek var aslında… Bakalım.
"Geçen yıl dünyanın en iyi golüne verilen FIFA Puskas Ödülü'ne layık görülen Brezilyalı futbolcu Wendell Lira, 27 yaşında futbolu bıraktığını açıkladı. Amacını ise konsollarda oynanan futbol oyunlarında kariyer yapıp videolar çekmek olarak duyurdu.
"Brezilya basınına konuşan Lira, yeşil sahalardan emekliye ayrılma kararı aldığını belirterek, “Futbol dünyasındaki yalanlar ve sakatlığım, bu kararı almamda etkili oldu” dedi.
"Emekliliğinin ardından profesyonel FIFA video oyuncusu olacağını ve Youtube kanalı açarak performansını taraftarlarıyla paylaşacağını belirten Brezilyalı futbolcu, “Brezilya’da profesyonel futbolcu olmak çok zor. Futbolun içinde 15 yılım geçti. Asla unutamayacağım çok mutlu anlarım oldu. Dünya yıldızları ile yan yana futbol oynadım ve birçok başarı elde ettim. Her zaman arzuladığım, video oyuncusu olma rüyam vardı. Sonunda isteğim gerçekleşti” ifadelerini kullandı."
Wendell Lira'nın yılın golü seçilen golünü şuradan izleyebilirsiniz. Daha güzellerini konsol sahalarında atması dileklerimizle. Oyunu açık olsun!
"Dünyayı kasıp kavuran 'artırılmış gerçeklik' oyunu Pokemon Go bir haftadır piyasada olmasına rağmen, şirketi Nintendo’nın değerini 11 milyar dolar artırdı. Nintendo’nun hisseleri de piyasalarda yüzde 25 değer kazandı."
Pokemon Go oynamanın mekanla kurulan ilişkiye etkisi ve hatta gerçekliği dönüştürücü olup olamayacağı gibi sorularla ilgilenenler şuradaki ilgili posta, ben direk makalelere koşayım diyenler kütüphanemizin articles rafına buyursunlar - hep İngilizce yalnız.
(Günler sonra...)
Derken oyunun ekonomi politiği ve potansiyeline dair yeni bir yazı ROAR'dan geldi. Asıl sürpriz ise birkaç gün sonra yazının çevirisinin e-Skop'ta karşımıza çıkması oldu.
Hayatımda gördüğüm en etkileyici online oyunlardan biri.
Deneyin, hatta evde tek başınıza deneyin. Pişman olacaksınız.
Nisan 2016
Out of Order Games adlı bağımsız oyun tasarım ve yayın kolektifi, yaratıcı muhalif oyun denemelerinin ilkinde devrimci strateji ve kent ayaklanmalarına dair heyecan verici bir projeyle karşımıza çıkıyor. Oyunun adı Bloc by Bloc: The Insurrection Game .
Henüz yapım aşamasındaki oyun için yaratıcı ekip şöyle diyor: "Bu çalışma kapsamındaki pratiklerimize ve siyasi tercihlerimize yön veren, tüm dünyadaki sokak eylemleri, toplumsal hareketler ve anarşist projelerden edindiğimiz muhtelif deneyimler oldu."
Dediğimiz gibi, oyun henüz proje aşamasında ve hayata geçirebilmek için desteklerimizi bekliyor. Bu amaçla oluşturulmuş Kickstarter sayfasını ziyaret ederek hem oyuna dair daha detaylı bilgi alabilir, hem de katkıda bulunabilirsiniz. Yayınlandığında (Kasım 2016) adresinize gelecek oyunu bir an evvel oynamaya başlama ihtimali de cabası! Biz desteğimizi verdik, sabırsızlıkla oyunu bekliyoruz.
Nesin Matematik Köyü'nde Logos Seminerleri kapsamında her yıl iki kez düzenlenen etkinliklerin on beşincisi, 23-26 Nisan tarihleri arasında “Oyun” başlığıyla gerçekleştiriliyor. Konuya ilgi duyan herkese açık olan etkinliğin programına ve başvuru detayları için etkinlik sayfasına buyrun.
Oyunlara özgü zaman kadar mekan yaratımının da önemini hatırlatan; dünyanın dört bir köşesinden birbirinden güzel oyun alanı tasarımlarının bir arada toplandığı renkli bir blog:
Endüstriyel Tasarımcı ve akademisyen Mine Ovacık’ın “Oyuncak Bahane” adlı sergisi, 10-17 Şubat arasında İzmir'de, K2 Güncel Sanat Merkezi'nde.
"Ovacık’ın, 'Oyuncak Bahane, esas olan oyun oynamak' özdeyişiyle tasarladığı ahşap oyuncaklar sergide izlenebilir. Sergilenecek oyuncaklar, Türkiye’nin tarihinde; İstanbul’da üretilen Eyüp oyuncaklarından, Anadolu’da oynanan oyunlardan ve anonim oyun nesnelerinden yola çıkılarak tasarlanmıştır. Endüstrileşme öncesi oyun oynama biçimlerine, çocukların oyuncakla kurduğu yaratıcı ilişkiye dikkat çekilmektedir."
Daha fazla bilgi şurada.
Yunanistan 2. Liginde mücadele eden AEL Larissa - Acharnaikos karşılaşmasında mülteci krizine dikkat çekmek amacıyla anlamlı bir protesto gerçekleştirildi. Maçın başlama düdüğüyle beraber tüm oyuncular iki dakika boyunca oldukları yere oturarak oynamayı reddettiler. Stad hoparlöründen yapılan anonsta, oyuncular ve teknik ekibin bu saygı duruşunu, Avrupa Birliği ve Türkiye'nin duyarsızlığı yüzünden Ege Denizi'nde her gün hayatlarını kaybeden Suriyeli mülteciler için yaptığı duyuruldu.
Zete'nin haberine göre Anayasa Mahkemesi, "Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Aletleri ve Makinaları Hakkındaki Kanun" kapsamında langırtın da yer almasını Anayasa'ya aykırı buldu. Fırfır yasağının esas yönünden iptaline ilişkin başvurunun da birkaç ay içinde Anayasa Mahkemesine intikal etmesi bekleniyor.
“Futbol Borsada Değil, Arsada Güzel” şiarıyla; Endüstriyel futbola, ırkçılığa, cinsiyetçiliğe ve rekabete karşı kurulan Özgür Lig Başlıyor!
Endüstriyel futbola, ayrımcılığa, ırkçılığa, cinsiyetçiliğe, türcülüğe ve rekabete karşı; Ankara’daki futbol severlerin ortak çabalarıyla organize edilen Özgür Lig, 5 Nisan Pazar günü başladı. Daha fazla bilgi
Hollandalı performans grubu Schwalbe, emwap festivali kapsamında çeşitli işleriyle 20-25 Mart tarihlerinde İstanbul'da. Bu performanslar arasında özellikle biri Ludozofi'nin ilgi menzili dahilinde: Schwalbe Cheats (Schwalbe Speelt Vals). Rotterdamlı grup, oyunun ve rekabetin hem tanımını hem fiziksel sınırlarını zorlayan bu işleriyle seyirciye oyun-performans ekseninde zengin bir seyirlik tefekkür sunuyor. Hararetle tavsiye! (23-24 Mart 20:30, Moda Sahnesi)
Şehir planlama mevzularını oyunlaştırarak çözmeye dayalı katılımcı bir oluşum olan Play the City, şu ana dek Amsterdam, İstanbul ve Cape Town gibi şehirlerin belli bölgelerinde başarıyla uygulanmış projelere imza atmış. Yurttaşlar ve ilgili kurumlar planlamaya konu olan bölgenin baz alındığı bir oyun etrafında bir araya gelerek hem oynuyor, hem de kentlerinin ve mahallelerinin kaderinde söz sahibi oluyorlar.
playthecity // facebook sayfası
The Guardian'da yer alan habere göre Çin'in görsel ve yazılı basın denetleme organı Çin dilindeki kelime oyunlarını daha fazla tahammül gösteremeyip harekete geçmiş. Çince'nin çok fazla eşsesli sözcük içermesi nedeniyle günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası olan kelime oyunları, Çin diline ve kültürel mirasına zarar verdiği gerekçesiyle kültür muhafızları tarafından yasaklanmış. Haberin tamamı (İngilizce)
Gökyüzü denince akla önce bombaların geldiği bir çocukluk düşünün. Sonra da bu acı gerçekliğe verilebilecek güzel bir cevap.
Gazzeli çocuklar umutlarını uçuurtma yapıp göğe bırakıyor. İplerini sımsıkı tutarak! Altı bin kadar çocuk aynı anda uçurtma uçurarak bir sessiz çığlık atarken, Flying Paper adlı belgesel film bu olaya ve bölgedeki uçurtma kültürüne daha yakından bakıyor. Belgeselden bir bölümü şurada da bulabilirsiniz.
Hollanda televizyonu NOS'un haberine göre ülkede son üç yılda bilgisayar oyunu bağımlılığı nedeniyle kliniklerine başvuran gençlerin sayısı 256'dan 426'ya çıkmış. Bağımlılık yaşının 10-11'e kadar düştüğünü ifade eden uzmanlar, bazı çocukların günde 18 saat oyun oynadığını, kimilerinin okula bile gitmediğini belirtmişler.
- Yani oynamanın her türlüsü güzel, okula gitmemek de o kadar fena değil de, bu işin sonu yok genşler. Kendinize acımıyorsanız ananıza babanıza acıyın.
- Ya şu bölümü de geçeyim sonra acıyacağım, söz!
Felsefeci ve siyasetbilimci Bertell Ollman, gençlere
Marksizmi nasıl sevdirebilirim düşüncesinden hareketle bir oyun icat eder, ancak çaldığı tüm kapılar yüzüne kapanır. Anlaşılan firmalar oyun da olsa bu fikri masumane bulmamaktadır. Pes etmeyen
Ollman ve bir grup profesör arkadaşı şirket kurup oyunu kendi imkânlarıyla piyasaya sürmeyi başarır. “Milyoner”, “Monopoly” gibi çocuklara zengin olma hayalleri kurduran rakiplerine alternatif
olarak hazırlanan “Sınıf Mücadelesi” hayli ilgi görür. İngilizcenin yanı sıra Almanca, Fransızca, İspanyolca ve İtalyanca versiyonları gecikmez. Yarım milyondan fazla satar. Ollman yaşadığı bu
macerayı True Confessions of a Marxist Businessman (Marksist Bir İşadamının Gerçek İtirafları) adıyla kitaplaştırır.
Nasıl oynanıyor?
Sınıf Mücadelesi iki, dört veya altı oyuncu tarafından oynanabiliyor. Oyunda, kapitalist toplumun gerçeklerine uygun olarak, mücadele sınıflar arasında sürüyor ve oyuncular sınıfları temsil
ediyor. “İşçiler” ve “Kapitalistler” temel sınıflar, oyunu sadece bu iki sınıftan biri kazanma şansına sahip. “Köylüler”, “Küçük Esnaf”, “Beyaz Yakalılar” ve “Öğrenciler” ise ancak temel
sınıflardan biriyle ittifak yaparak zafere ortak olabiliyor. Oyunun amacı devrim yapmak. O zamana dek, farklı oyuncular tarafından temsil edilen sınıflar oyun tahtasının çevresinde ilerliyor; yol
boyunca ittifaklar kurup bozarak seçimlerin ve genel grevlerin sonuçlarını belirleyecek olan “Güç” ve “Zayıflık” biriktiriyor.
Oyunu temin etmek isteyenler burdan buyursun.
Bir araştırmaya göre, bu oyunu oynayan insanlar rastgele oynamıyor. Aksine şansa bıraktığınızda kazanacağınızdan çok daha sıklıkla rakibinizi alt etmenizi sağlayacak saklı bir takım kalıpları takip ediyor. Oyunun kazananları onlara hangisi kazandırdıysa o hareketi takip etme eğiliminde olurken, kaybedenler ise taş-kağıt-makas sırasında bir sonraki harekete geçiyor. Bilim insanları bu hareketleri takip etmenizin kazanmanızı kolaylaştıracağı inancında. Bu strateji Çin’deki Zhejiang Üniversitesi’nde düzenlenen devasa bir taş-kağıt-makas oyunu turnuvasında ortaya çıkartıldı ve New York’taki Cornell Üniversitesi kütüphanesine ait olan Arxiv.org sitesinde yayınlandı... Haberin tamamı
İngilizce bir oyun veritabanı sitesi olan Database of Games, basit ama kullanışlı tasarımı ve oyun çeşitliliğiyle karıştırmaya değer bir oyun kaynağı. Oyunlar, türlerinin yanı sıra oynanabileceği mekanlara (iç/dış), oyuncu sayısına göre de etiketlenerek gruplandırılmış. Fırsat buldukça ben şahsen karıştırıp paylaşmaya değer bulduğum oyunları bilahere oyunlara ekleyeceğim. Şimdiden buraya linkini koyalım ki hem meraklısını beni bekleme derdinden kurtaralım, hem de ileride "neydi şu sitenin adı ya" hayıflanmalarını yaşamayalım.
Inter-disciplinary.Net'in düzenlediği oyun temalı konferanslarının üçüncüsü 1-3 Kasım 2014'te Prag'da yapılacak. Düzenleyici grubun adından da anlaşılacağı üzere, oyun kavramı etrafında disiplinlerarası çalışmaların sunulduğu konferansın çağrı metnine şuradan ulaşılabilir.
Önceki konferansta yapılan sunum metinleri için bakınız: 1st Global Conference (2012) ve 2nd Global Conference (2013). İlgili metinler bu sayfaların sağ tarafında her bir session için verilen bağlantıların içinde.
"İzmir Konak Belediyesi Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi, dünyaca ünlü değerli seramik sanatçımız Ümran Baradan' ın dünyanın çeşitli ülkelerinden edindiği oyuncakların ve düzenlediği yarışmalarda derece kazanan yetenekli çocukların yaptığı eserlerin yanında; şair, yazar ve İstanbul Oyuncak Müzesi kurucusu Sunay Akın' ın katkılarıyla 1850' li yıllardan 1970' lere kadar gelen tarihsel dönemde; teneke, tahta, kağıt ve plastik malzemelerden üretilmiş dünya tarihinin en önemli oyuncaklarını bünyesinde barındırmaktadır.
Müzemizde İzmir halkının desteğiyle oluşturulmuş "İzmirlilerin Oyuncakları" köşemizi ilgiyle izlerken Anadolu oyun ve oyuncaklarının maketlerinden oluşan "Maket Oyun ve Oyuncaklar" bölümümüzde çağlar boyunca oynanan oyunlara tanık olacağız...
Geleneksel Türk Gölge Oyunumuz Karagöz ve Hacivat' ın tanıtıldığı bölümümüzde, Karagöz ve Hacivat' ın dünyasına konuk olup, sokaklarında oturup oyunlarını izleyeceğiz.
İzmir Konak Belediyesi Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi' nde düşlerin içinde seçkin oyuncaklar karşısında büyülenirken, kafeteryamıza geldiğinizde kendinizi Flaman Sanatçı Pieter Bruegel' in "Çocuk Oyunları" tablosunun içinde bulacaksınız. Burada 16. yüzyıl masalarında oturup dönemin çocuklarının oyunlarını izleyeceksiniz.
Ayrıca, İzmir Konak Belediyesi Ümran Bardan Oyun ve Oyuncak Müzesi; kukla tiyatrosu, Karagöz ve Hacivat gölge oyunu ve atölyesi yanında çocuklarımıza eğlenceli ve öğretici zaman geçirmeleri için pek çok etkinlik düzenlemektedir." (siteden)
http://www.izmiroyuncakmuzesi.com
İzmir'e yolunu düşüremeyenler, müzede sanal bir gezinti yapmak için burdan buyurun.
Oyun ve oyuncak müzelerine dair kısa bir eleştirel yazı için Ali Rıza Avcan'ın yazısına göz atabilirsiniz.
Bir Çinli vatandaş üç gün boyunca bir internet kafede oyunun başından kalkmıyor. Bu zaman zarfında aç bilaç ve uykusuz kalan adam, önce bilincini, sonra da kaldırıldığı hastanede hayatını
kaybediyor.
Habere göre benzer bir ölüm vakası 2005'te Güney Kore'de yaşanmış. Aralıksız 50 saat boyunca internetten oynadığı oyun, Koreli genç adamın hayatındaki son faaliyet olmuş.
Şu röportajdan doğru iz sürerken haberdar olduğum ve anladığım kadarıyla esas olarak bilgisayar/video oyunu dergileri Level, Oyungezer kadrosundan Mehmet Kentel ve saz arkadaşları tarafından hayata geçirilen bir blog ve hatta dergi... Kendi sözleriyle (Ekşi'nin yalancısıyım):
oyunları incelemeyen, onları piyasada benzerleri arasında bulunan, raf aralarında satılan ürünler olarak değil, anlatılması gereken hikâyeleri olan yapılar olarak alan; oyunlar arasında tür ayrımı yapmayan; onlar hakkında yazılar, şiirler yazan, şarkılar söyleyen, resimler çizen, videolar gösteren bir şey. oyunun (post)modern formu olduğuna inandığımız bilgisayar/video oyunlarını önemseyen ama onların yegâne oyun türü olduğunu düşünmeyen, binlerce yıldır insanların geliştirdiği oyunların hepsine anlatılacak hikâyeler olarak bakan, uzun eşşek’ten seks oyunlarına, her oyuna/oynamaya kıymet ve yer veren bir alan, fareler oyunda.
2013'te blogdan dergiye dönüşen Fareler Oyunda, görünüşe göre iki sayı çıkıp en azından şimdilik orada kalmış. Blog ise eski yazılarıyla yerli yerinde duruyor.
Kentel, 2007-2009 yılları arasında Oyungezer'de yayınlanan Anlam Arayışları yazılarını ise Fareler ve Anlamlar blogunda toplamış.