Bülent Somay'la Röportaj (Oyungezer, Ocak 2008)

Oyungezer dergisinin üçüncü sayısında, Anlam Arayışları sayfasında yer alan Bülent Somay röportajına internette rastgeldim, keyifle okudum, Müstakbel ilgilisine bir kanal da buradan açalım dedim.

 

Mehmet Kentel ve Serpil Ulutürk'ün yaptıkları söyleşide bilgisayar ve FRP oyunlarından edebiyata, sinemadan siyasete uzanan sularda oyun oynamaktan konuşuluyor. Sanal alemin derinliklerinde kaybolma ihtimaline karşı (Ludozof ilelebet yaşayacak ya!:) röportajın tamamını pdf olarak en aşağı ekliyor; Somay'ın kelamından birkaç tadımlık parçayı şuraya bırakıyorum: 

 

Godard’ın bir lafı vardır, çok severim: “Sinemanın hakikati saniyede 24 karedir”. Oyun için de benzer bir şeyi söylemek gerekiyor herhalde, tabi daha fazla kare. Dolayısıyla bizim orada yaşayabileceğimiz her şey bu hakikatin içinde. Bu durumun farkında olmak vardır, olmamak vardır.

...

Şu yaratıklar (kedisi Anya’yı gösteriyor) oyun oynarlar, avlanmayı öyle öğrenirler çünkü. Fakat bu gariban, sadece oyun oynayabiliyor, biz onu insan dünyasına kilitlediğimiz için. Ama eğer sokakta olsaydı, küçükken oyun aktivitelerini yapacaktı, büyüdüğünde de aynı hareketleri kullanarak kuş ya da fare yakalayacaktı. Bu oyun/gerçek dünya ayrımını hayvanlarda yapmak çok kolay: Avlandığımız zamanlar ve henüz avlanmadığımız zamanlar. İnsan için benzer bir ayrımı yapmak ise çok daha zor. Bir kere bizim yavru ve yetişkin arasındaki sınırlarımız çok muğlak. Bir zamanlar çocukluk dediğin şey 5-6 yaşında bitiyordu. Şimdi seninki bitti mi? (Mehmet’i gösteriyor) Daha bitmedi, üniversite okuyorsun çünkü. Biz insanlık olarak yavruluk dönemini uzattıkça uzatıyoruz, öyle bir noktaya geleceğiz ki yavrular yetişkinliğe adım atacaklar ve ölecekler. Hayvanlar, tabi burada etoburları kastediyorum. Otoburlar da çok fazla oyun oynamazlar, çünkü öğrenecekleri çok fazla bir şey yoktur. Siz hiç oyun oynayan bir koyun gördünüz mü?

...

Yani ben eğitimle oyunu ayırmıyorum birbirinden. Eğitimin oyun olması gerektiğine inanıyorum zaten. Hatta bana kalsa tüm üniversiteleri kapatıp oyun oynatırım herkese. Tabi oyunun yeterince sosyal bir şey olmasını sağladıktan sonra.

 


Download
Bülent Somayla Röportaj.pdf
Adobe Acrobat Document 192.0 KB