Avrupa’ya Ortaçağ’da gelen ve kilise tarfından yasaklanan oyun kartları, Rönesans’la birlikte nasıl anlamlar kazandı? O dönemde kâh hermetik felsefenin bir aracı, kâh evrenin ve toplumun bir aynası olan oyun kartlarının ve değişen oyun anlayışının tarihine ilişkin ilginç bir yazı için e-skop’a bağlanıyoruz. 15. ve 16. yüzyıldan kalan on dört kart destesinin sergilendiği bir sergi için hazırlanan kitaptan yola çıkarak Bahar Avanoğlu kaleme almış.
“... katalogda yer alan oyun kartlarının günümüzdeki anlamıyla “oynandığı şüphelidir”. Bu oyun kartları, hermetik felsefeye bağlı düşünseme ve imgelem araçlarıdır. Kartlarla ilişkilenen oyun kavramı Rönesans’ın felsefi bir arayışıdır: “Saygıdeğer ve erdemli bir insanın” “ciddi bir meşguliyeti”dir. Bu kartlar, koleksiyonerlerin nadire kabinelerinde kurduğu kozmolojik evrenin parçasıdır. O halde, Rönesans’a özgü oyun nedir? Oyuna sürülen nedir? Oyun oynayan kimdir?”
Yazının tamamına buradan veya aşağıdaki pdf'den, yazıya konu olan kataloğun bazı kısımlarına ise buradan ulaşabilirsiniz.