Asıl sözün tevatür yoluyla komikli bir şekilde çarpıtılmasına dayalı bir sözlü oyundur. En az dört-beş kişiyle oynanır.
Dünyanın dört bir köşesinde, yüzyıllardır ve birbirinden değişik isimlerle oynanagelmiştir. İngilizler 20. yüzyıldan önce oyuna Rus Skandalı veya Rus Dedikodusu derken, sonradan Çince
Fısıltılar demeye başlamışlar. Oyunun Fransa’daki adlarından biri Arap Telefonu. Kültürel ötekileştirmeye bulaşmayan isimlerden bazıları ise bozuk telefon, telsiz telefon, gizli mesaj, dedikodu
ve elbette kulaktan kulağa. Çinliler oyuna ‘kazlardan kazlara’ gibi bir ad vermişler. Ancak kazkafalılar bu kadar yanlış anlaşabilir mi demek istemişler, bilemiyoruz.
Gelelim nasıl oynandığına. Oyuncular yanyana dizilirler. Sıranın sol başındaki oyuncu, sağındaki oyuncunun kulağına uzunca bir cümle fısıldar. Sadece bir kere. Kulağına fısıldanılan kişi aynı
cümleyi anlayabildiği ve hatırlayabildiği kadarıyla kendi sağındakine fısıldar. Cümle bu şekilde yana yamula son oyuncuya kadar iletilir. En son oyuncu duyduğu cümleyi yüksek sesle gruba söyler.
Hemen akabinde ilk oyuncu cümlenin orijinalini açıklar. Kazanan kaybeden yoktur, iki cümle arasındaki farkın yarattığı eğlence vardır.
Yeni bir tur için oyuncular yer değiştirir, başa yeni bir oyuncu geçer. Yepyeni bir söz kervanı yola koyulur. Kervanın başına yolda neler geleceğini kimse bilmez.