Oyunun Özgürleştirici İfadesinin Yitimi (U.Kızıl)

Yazının başlığı meramını yeterince açık ediyor aslında. Kızıl'ın temel tezi, oyunun, özellikle sanatta zuhur eden özgür yaratıcı karakterini video oyunları ve dijital algoritmalar karşısında giderek yitirdiği yönünde. Ludozofi ve tüm özgür oyunbazlar olarak tam da bu ve benzeri yitimlerin karşısında durmak için buradayız. Unutmayalım ki oyunun özgürlüğü, oyuncunun özgürlüğü kadardır. Ve yine unutmayalım ki burada söz konusu olan dünyanın en eğlenceli özgürlük mücadelesidir.

 

"Oyunun özgürleştirici cihetine değinen düşünürlerden bir diğeri, Hollandalı tarihçi Johan Huizinga’dır. Huizinga, “oyunun insanın temel özelliklerinden biri olduğu” tezini, 1938 yılında kaleme aldığı Homo Ludens adlı kitabında ortaya koymuştur. Huizinga’nın kitabında homo ludens’i, yani “oyun oynayan insan”ı, homo sapiens’in (akıllı insan) ve homo faber’in (imalat yapan insan) karşısına koyar. Huizinga argümanını, oyunun kültürden çok daha evvel var olduğu tezi üzerine kurmuştur. “İnsan uygarlığı, oyun olarak, oyunun içinden ortaya çıkmış ve gelişmiştir”.

 

Öte yandan, Huizinga oyunun bağımsız bir edim olduğunu vurgular ve “yararsız”, özerk ve irrasyonel olması gerektiğini söyler."

 

"Yaratıcılığı ve hayal dünyası piyasa tarafından yönlendirilen ve dijital mühendisler tarafından tasarlanan ölümcül savaş oyunları, iki yüz yıldır oynanan bu sanat oyunlarını berhava etmiştir."

 

Yazının tamamı şurada, indirmelik metni aşağıda.

 

Download
Oyunun Özgürleştirici İfadesinin Yit
Adobe Acrobat Document 2.1 MB