Homo Faber mi Homo Ludens mi?*

(B. Marszalek)

 

Aşağıdaki metin, ztangi'de yayımlanan Homo Faber or Homo Ludens başlıklı denemeden seçilmiş bir kısımdır. Orijinal metnin pdf versiyonunu buradan indirebilirsiniz.

 

Kendimizi tanımlayışımızda çalışmanın bu kadar ağırlık kazanmış olması, yaşama biçimimizin ne kadar yozlaşmış olduğunun göstergesidir. Homo faber’in kökenini geleneksel toplumlarda aramak artık mümkün değil; güncel araştırmalar avcı-toplayıcı toplumlarda hayatın, Hobbes’un iddia ettiği gibi “yalnız, zavallı, çirkin, yabani ve kısa” olmadığını ortaya koyuyor. Her ne kadar Ortaçağ köylüleri Gauguin’in Tahitili komşularından daha çok çalışıyor olsalar da, kutladıkları şenlik ve bayramların haddi hesabı yoktu. Bir Amerikalı’nın sahip olduğu –sözleşmeli çalışma koşullarında haftasonu tatili gibi yok olmaya yüz tutan– iki haftalık yıllık iznin bu kutlamaların yanında esamisi bile okunmaz.

 

Eğer üretkencilik (productivism) mefhumunun ötesine geçmek istiyorsak –ki hayal gücümüzü kıtlık ve fedakarlık kültürünün cenderesinden kurtarmak için bunu yapmak elzem görünüyor– belki de tayin edici bir kavram olarak homo ludens mefhumunu keşfe çıkmamız gerekiyor. Geleneksel toplumların bilgeliği kadar eski (fakat orada yerleşik olmayan) bir miras arıyorsak, yapabileceğimiz en iyi şey ‘oyun’a müracaat etmektir. Homo Ludens’in yazarı Johan Huizinga daha ilk sayfada şöyle diyor:

 

Oyun kültürden daha eskidir. Nitekim, kültür kavramını ne kadar daraltsak da, bu kavram her helükârda bir insan toplumunun varlığını gerektirir ve hayvanlar kendilerine oyun oynamalarını öğretmesi için insanın gelmesini beklememişlerdir. [M.A.Kılıçbay çevirisi]

 

Hayatlarımız için olmazsa olmaz addedilen oyun ve oynama, toplumumuzda eksik olan şeylerle gelir – en basitinden: neşe, coşkunluk, şenlik ve işbirliği.  Elbette oyunun da ticari ilişkiler ağına düşerek kendi zıttına, acımasız rekabetçiliğe ve kâr amaçlı temaşaya dönüştüğü iddia edilebilir. Ancak ticari spor ve temaşa etkinlikleri kendi katı referanslarını oluştururken, oyun hala çocuksu masumiyeti çağrıştırır. Ciddi değildir. İşte tam da bu yüzden muhalif, kışkırtıcı ve anlamlı olabilir.

 

Daha iyi bir hayatın inşası için gereksinim duyduğumuz dürtüleri kurutan iktisadi zırvalığın zehirli perhizini bertaraf etmek için bize neşe iksiri lazım. Niyetimiz bize musallat olan bu haris nevrozun üstesinden gelmek ise, üzerinde fiyat etiketi olmayan faydalı uğraşlardaki hazzı bulmalıyız. Keza, sırf tadil ve reformlara – kamu bankacılığı, tamamlayıcı para birimi, katılımcı bütçe yapımı ve benzerlerine, hatta müşterekler mekanizmasına – odaklanan haklı ajitasyonlar, bizi şenliğin zerafetine dayalı bir benliği (selfhood) büyütmekten uzaklaştırır. Hep birlikte daha iyi nasıl oynayabileceğimizi hayal etmekten daha iyi bir yolu olabilir mi devrimin?

 

 

Homo Faber or Homo Ludens, Bernard Marszalek, 2018

  

Çeviri: Eray Sarıot (Ludozofi)

 

- - -

 

* Homo faber: Alet kullanan, üreten insan. Homo ludens: oynayan insan. [ç.n.] 

 

 

 

Download
Homo Faber or Homo Ludens - ztangi (2018
Adobe Acrobat Document 49.2 KB